Haber

Tuncay Mollaveisoğlu yayınlanmayan yazısını paylaştı, Cumhuriyet’ten açıklama geldi

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, bugünkü köşesinin yayınlanmadığını sosyal medya hesabından duyurdu. Mollaveisoğlu, yayınlanmayan yazısına da paylaşımında yer verdi.

Mollaveisoğlu, “Genel Yayın Yönetmeni olduğum Cumhuriyet’teki yayınlanmayan yazım ve son günlerde basında çıkan haberleri kamuoyuna açıklamam” notuyla paylaştığı yazısında, “Geçenlerde Döneminde bir e-ticaret şirketi kayıt dışı parayı gazeteye getirip çıkan yasa ile ilgili haber yapılmasını istedi.Dönemin yazı işleri müdürü parayı alıp yönetime verdi ve bu haberler 19.09.2019 tarihinde yer aldı. Haber olarak yayınlanabilecek bir içeriği reklam karşılığında ya da advertorial (yazılı ilan) olarak şirket istemesi ne kadar yanlışsa, dönemin yöneticileri açısından büyük bir hataydı. bu.’ dedi.

Mollaveisoğlu, bu olayın vakıf yönetiminde tartışma yarattığını belirterek, “Para karşılığı haber yapmak anlamına gelen bu bağın sorumluları hakkında gerekli işlemin yapılmasını istedim” dedi.

Mollaveisoğlu, gazete yönetiminin yaptığı “iç güçler gazeteye operasyon yürütüyor, gazeteye el koymak istiyorlar” açıklamasının doğru olmadığını kaydederek, “Doğru olan şu ki, yoğun bir ahlaki tartışma ortalığı ikiye ayırdı. Vakıf yönetimi ile ilgili gazeteye kimse el koymak istemiyor” yorumunu yaptı.

Cumhuriyet gazetesinden yapılan açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığını belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiği vurgulandı.

Açıklamada, “6 aydır Genel Yayın Yönetmenliği yapan Mollaveisoğlu, Cumhuriyet gazetesine uyum sağlayamadı. Cumhuriyet Vakfı ve Cumhuriyet gazetesi Kuvayi Nationala kurumlarıdır; İşgal edilemez, satılamaz veya satın alınamaz.

‘KONU HUKUKUNUN ÖTESİNDE DOĞRUDAN GAZETECİLİK ETİĞİ İLE İLGİLİDİR’

Mollaveisoğlu’nun ‘Cumhuriyet ne yapsın?’ Başlık şöyle:

“6 ay önce Cumhuriyet gazetesi yazı işleri müdürü olarak atandığımda gazete yönetiminde büyük bir tartışmaya girdim.

Benden önceki dönemde bir e-ticaret firması gazeteye kayıtsız para getirip çıkan yasayla ilgili haber istedi.

Dönemin yazı işleri müdürü parayı alıp yönetime verdi ve bu haberler gazete sayfalarında yer aldı.

Şirketin normal kurallar çerçevesinde reklam veya advertorial (yazılı ilan) karşılığında yayınlayabileceği içerikleri haber kabul etmek dönemin yöneticileri açısından büyük bir hata olmuştur.

Mesleki unsurlara ve gazetemize yapılan bu ihanet vakıf yönetiminde tartışma yaratmıştır.

Elbette bu tartışmada sade gazetecilik gerçeğinin de yanında yer aldım.

Para karşılığı haber yapmak anlamına gelen bu ilişkinin sorumluları hakkında gerekli işlemin yapılmasını istedim.

Gazete yönetimi bu çıkarı tesis edenleri derhal uzaklaştırmalıydı.

Yapılması gereken belli olmasına rağmen vakıf yönetiminde tartışmalar çok uzun sürdü.

Zaman geçtikçe kan basıncı arttı. Vakıf yönetimini ikiye bölen etik sorun gazete kadrosuna da yansıdı.

Yönetimin yaptığı ve birkaç gündür gazetemizde yayınlanan “iç güçler gazeteye operasyon yapıyor, gazeteye el koymak istiyorlar” açıklaması doğru değil.

Ağır bir ahlaki tartışmanın vakıf yönetimini ikiye böldüğü doğrudur. Kimse gazeteyi ele geçirmek istemez, mücadele gazetenin ilkelerini ve özgün markasını korumak içindir.

Bu tartışma, Cumhuriyet gazetesinin ilkelerini korumaya yönelik profesyonel, ahlaki bir tartışmadır. Etik kuralları ihlal ederek söz konusu şirketle bağlantı kuranları gazeteden çıkarmak isteyenler yerine konulmuştur.

Konuyu yargıya taşımak zorunda kalan vakıf avukatımızın görevden alınması da haksız değil.

Savcılık, hukuk işlerinden sorumlu yürütme kurulu üyesi ve vakıf yönetim kurulu üyesi olan avukatı görevden aldı ve şikayetler reddedildi. Konuyla ilgili şikayetler bu kez bizzat tekrarlandı.

Konu sadece jenerik değil, gazetecilik etiğiyle doğrudan ilgili.

Gazeteye yansıyan bu vahim olay, gazetecilik onuru için inanılmaz ağır kurallar altında çalışmaya cesaret eden arkadaşlarımızda derin bir ıstırap ve öfkeye neden oldu.

Gazetemizin tertemiz prestijine suikastın sorumluları, gazete içindeki iç denetim sistemiyle hızla ortadan kaldırılabilirken, bu menfurun savunulması ve kamuoyuna duyurulması hepimizi derinden üzdü.

Vakıf Başkanı Alev Coşkun, gazeteye 30 yılını vermiş değerli bir isim. Bazı vakıf üyelerinin eksik bilgilerle kendilerini kandırdıklarını ve bu nedenle gerekli müdahaleyi yapamadıklarını düşünüyorum.

Cumhuriyet sadece bir gazete değildir… Atatürk devrimlerinin kalesidir… Özgür Gazeteciliğin 100 yıllık markasıdır… Bu marka ve büyük bedel, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milletinin ortak bedelidir.

Cumhuriyet gazetesinin iç gücü büyük bir özveri ve gazetecilik aşkıyla çalışan çalışanları, dış gücü ise gazetenin gerçek sahibi okurlarıdır!

Cumhuriyet gazetesinin tarihi mirasına, gazetemizin şehitlerine, Uğur Mumcular’a olan borcumuz ödenemez.

Cumhuriyet’te hiç kimse ve makam gazetenin üstünde değildir.”

‘MOLLAVEİSOĞLU, CUMHURİYET GAZETESİNE UYUMUYOR’

Cumhuriyet gazetesinden yapılan açıklama şöyle:

“Önce iki konuda savcılığa suç duyurusunda bulundular, yarım kalan sözleşmeleri delil olarak gösterdiler.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, her iki olayda da kovuşturmaya yer olmadığını belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bunun üzerine konuyu sosyal medyaya taşıdılar.

En son Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu suçlayıcı bir yazı yazdı.

6 aydır Genel Yayın Yönetmenliği yapan Mollaveisoğlu, Cumhuriyet gazetesine uyum sağlayamadı. İyi bir televizyon sunucusu olmasına rağmen, yönetim becerilerini gösteremedi. Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği makamının değerini özümseyemedi.

Ekonomik durum kötüye gidiyor… Dolar yükseliyor. Bütün basın kuruluşları maddi sıkıntı içinde ama bu grup ısrarla gazeteye saldırıyor.

Cumhuriyet Vakfı ve Cumhuriyet gazetesi Kuvayi Nationala kurumlarıdır; işgal edilemez, satılamaz, satın alınamaz.” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu